Bloomberg, 2024 yılı için Türkiye ekonomisine dair analizlerini paylaştı.
Analize katılan 15 ekonomist, Türkiye ekonomisiyle ilgili gelişmeleri ve yabancı yatırımcıların kaygılarına yönelik değerlendirmelerde bulundu.
Analizde, 2024 Mart ayında yapılacak yerel seçimlerin yabancı yatırımcıların odağında yer aldığı belirtildi.
GEÇMİŞTE YAŞANAN U-DÖNÜŞLERİ HATIRLATILDI
Yatırımcıların, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın olası bir politika değişikliğine gideceğine dair endişe duyduğu paylaşılırken mevcut para politikası duruşunun da sürdürülebilirliğine dair güvensizlik olduğu ifade edildi.
Analizde, yabancı yatırımcıların Türkiye ekonomi politikasında geçmişte yaşanan U-dönüşler nedeniyle çok fazla yanıldığının da altı çizildi.
Ekonomim’de yer alan Bloomberg analizinde şu bilgilere yer verildi:
“Erdoğan, Haziran ayında daha ortodoks politikalara dönüş sözü veren piyasa dostu isimlerle dolu yeni bir ekonomi ekibi kurdu. Merrill Lynch’ten eski bir stratejist olan Mehmet Şimşek Hazine ve Maliye Bakanı olurken, eski bir Wall Street bankacısı olan Hafize Gaye Erkan Merkez Bankası Başkanı olarak atandı.
Bu atamalar Türk piyasalarında iyimserliğe yol açtı. Dolar tahvilleri ve hisse senetleri değer kazanırken, ülke riskinin önemli bir göstergesi olan beş yıllık kredi temerrüt swapları 250 baz puandan fazla düştü. Şimdi aralarında Deutsche Bank ve JPMorgan Chase’in de bulunduğu bir dizi tanınmış yatırımcı, önümüzdeki yıl Türk tahvillerinde bir geri dönüş yaşanacağını düşünüyor.
DÖVİZ PİYASASINDA ŞÜPHECİLİK DEVAM EDİYOR
OMG Capital Advisors CEO’su Murat Gülkan, “Son beş yılda yaşanan alışılmışın dışında gelişmelerden sonra piyasalar Türkiye’nin bu durumu düzeltip düzeltmeyeceğine ve nasıl düzelteceğine odaklanmış durumda dedi ve kısa vadede başka hiçbir şeyin öneminin olmadığını ekledi. Ancak liranın bu yıl dolar karşısında yüzde 35 değer kaybetmesiyle birlikte döviz piyasasında şüphecilik hala kendini gösteriyor. Bu düşüşün yarısından fazlası yeni ekonomi ekibi göreve gelmeden önce gerçekleşmiş olsa da para birimi o zamandan bu yana daha da aşındı. Enflasyon, geçen yıl Ekim ayında ulaştığı yüzde 86’lık zirvesinden düşmüş olsa da şu an yıllık yüzde 62 oranında seyretmeye devam ediyor.
Yabancı yatırımcıların zihninde bu türden önceki dönüşlerin anıları tazeyken, son politika değişikliğinin kalıcı olup olmayacağına dair endişeler hâlâ devam ediyor. Buna bir de Mart ayının sonunda yapılacak yerel seçimler eklendiğinde, Türkiye’yi takip edenler için hâlâ pek çok belirsizlik söz konusu.
DAHA FAZLA KANIT İSTİYORLAR
New York’taki Medley Global Advisors’ın ürün müdürü Nick Stadtmiller, yatırımcıların son yıllarda Türk ekonomi politikasındaki U-dönüşleri nedeniyle çok fazla yanıldığını, farklı bir dönemden gelen yetenekli bir teknokratın dönüşüyle yatıştırılamayacağını söyledi. Stadtmiller’e göre girişlerde sürdürülebilir bir toparlanma, zaman ve ortodoks politikalara gerçek bağlılığa dair daha fazla kanıt gerektirecek. Stadtmiller, “Yatırımcılar bunu görene kadar inanmayacaklar” dedi.
Bununla birlikte, yabancıların Türk hisse senedi ve tahvillerine yönelik sermaye akışları, Türkiye’nin son dönemdeki dönüşünün şimdiye kadar yarattığı olumlu hava sayesinde altı yıl sonra ilk kez 2023’te pozitife dönecek. Merkez Bankası verilerine göre, bu yıl kümülatif girişler Aralık ayı başında 1,1 milyar dolara ulaştı. Yabancıların Türk varlıklarında net alıcı olduğu son yıl 2017’ydi.
MEVCUT PARA POLİTİKASINA GÜVENSİZLİK SÜRÜYOR
Bloomberg’in 15 para yöneticisi, stratejist ve ekonomistle yapılan görüşmelere dayanarak, 2023 yılında Türk varlıklarının yörüngesini belirleyebilecek bazı ana başlıklar:
Yeni ekonomi ekibinin yönetiminde Merkez Bankası politika faiz oranını yüzde 8,5’ten yüzde 40’a yükseltirken, yabancı yatırımcıları caydıran bazı geleneksel olmayan önlemleri de sonlandırdı. Ancak faiz artışları liradaki değer kaybını durduramadı.
Commerzbank’in döviz stratejisi başkanı Ulrich Leuchtmann, “Faiz politikası halihazırda pratikteki maksimum seviyesine yakın. Piyasanın şüpheciliğinin nedeni, mevcut para politikası duruşunun sürdürülebilirliğine olan güvensizliği gibi görünüyor” dedi. Londra’daki Fidelity International’da para yöneticisi olan Paul Greer, Erkan ve Şimşek’in son dönemdeki politika normalleşmesi devam ederse ve ortam ılımlı kalırsa, “Türk varlıklarının iyi performans göstermesi için yer var” dedi.
“HER ÖNLEM YATIRIMA KARŞI BİR ARGÜMAN”
Ekonomi ekibi, faiz artışları yoluyla para politikasını sıkılaştırmanın yanı sıra, selefleri tarafından getirilen önlemleri gevşetiyor ve kuralları basitleştiriyor. Commerzbank’tan Leuchtmann, “Bu önlemlerin amacı lira üzerindeki değer kaybı baskısını azaltmaktı, ancak aynı zamanda Türkiye’ye sermaye girişlerini de azalttılar. Yabancı yatırımcılar için, sermayenin ülkesine geri gönderilmesini zorlaştıran her önlem Türkiye’ye yatırım yapmaya karşı bir argümandır” değerlendirmesini yaptı.
Yeni ekip, bankaları belirli limitlerin üzerinde faiz oranlarıyla kredi vermeleri ya da işletme kredilerinde hedeflerin altında kalmaları halinde ceza olarak devlet tahvili almaya zorlayan kuralları kaldırdı. Ayrıca Merkez Bankası’nın faiz artırımları ve zorunlu karşılık ayarlamalarının ardından yurt içi ve yurt dışındaki TL faiz oranları birbirine yaklaştı ve bu da Türkiye’nin, ticari bankaların yabancı meslektaşlarına borç vermesine izin verilen TL miktarını düşüren swap işlemlerine yönelik kısıtlamaları hafifletme olasılığını yarattı.
YEREL SEÇİMLER İŞARET EDİLDİ
Mart sonunda yapılacak yerel seçimler nedeniyle yabancı yatırımcılar, Erdoğan’ın odağının bir kez daha ekonomiyi desteklemeye kayabileceğini düşünüyor. Bu durum, yatırım kararlarına belirsizlik kattığı için para yöneticileri için temel endişeler arasında yer alıyor ve oylama bitene kadar pek çok kişiyi uzak tutabilir. DWS Yatırım’da portföy yöneticisi olan Sebastian Kahlfeld, seçimlerin hükümetin destek önlemlerini tetikleyebileceğini ve bunun da Türk ekonomi politikasına ilişkin giderek iyileşen algıyı zayıflatabileceğini söyledi. Öte yandan, seçimler sona erdiğinde, başka bir seçimin yapılmayacağı neredeyse dört yıl olacak.”